6 Temmuz 2013 Cumartesi

çayları yudumlarken

iç dostum iç soğutma çayını, bakma bana boşboğazımdır kafa ütülerim başka da bir işe yaramam. Evet ne diyordum, heh hatırladım koca bi çınar olmaya aday ağaç devrildi be. kolay mı 38 ay 3 gün baktım ben ona. ayrıntı isteyeceksin ama en özelimdi o benim kusura bakma söyliyebilceğim en fazla bu kadar. fakat ondan sonra neyi fakettim biliyomusun? şarkıları dostum şarkıları. hiç o kadar anlamlı gelmemişlerdi bana sanki sadece müzikal aletlerden oluşan, kulağa güzel gelen bişeydi sadece. ama hiçte öyle değilmiş. öyle derin ve öyle ağır anlamlar taşıyorlarki...o günün akşamıydı sanırım, ipod'umu açtım rastgele şarkı dinliyorum, binlerce şarkı içerisinden ne tesadüf hep o anki duygularıma eş parçalar çıktı. o anda gözyaşını izlemekten, buğulanan gözlerini silmekten başka ne yapabilirsinki...sonra bir cafe'ye gittim bi arkadaşla. hoş sohbet ediyorduk arkada  da yine müzik ve yine anlamlı şarkılar. sonra anladımki insan, en iyi teselli cümlelerini buluyor şarkılarda ve anladım ki şarkı denen şey eğlenceden, ünlü olmaktan ve müzikten ibaret değilmiş. sanatmış hemde ne sanat. insan başına gelmeden neden anlayamıyor ki bütün bunları? illa yaşamak mı lazım, empati kuramaz mıyızve bu kurduğumuz empati bize bunları anlatamaz mı? bütün şairler mutsuz olmak zorunda mı, sevdiğinden ayrı kalmak zorunda mı? neden kavuştuktan sonra da yazamasınki sonuçta o acıyı çeken insanlar var onların dertlerine ortak olamaz mı? nasıl bir düzendir ki bu, bu kadar karmaşık bi dünya hala yaşamaya devam ediyor. acı çeken onca insan varken birsürüde mutlu insan olması? peki herkes neden mutlu değil? bunun cevabı doğada var sanırım. hani fransız ihtilalinden sonra dünyanın problemi haline gelen eşitlik varya? o yok işte. yani yok derken öyle birşey olması saçma. imkansız değildir hiçbir zaman ama uygulanıldığı takdirde doğanın düzeni bozulur. söylediklerim seni sinirlendiriyor farkındayım ama dur kesme lafımı önyargılı yaklaşma bi dinle ondan sonra düşün karar ver haklı olup olmadığıma dair. neden saçma diyorum biliyomusun can yoldaşım? doğanın kendine ait bir düzeni var. hiç birşey birbirine eşit değil fakat herşey bir denge içindedir. şimdi yine çok önyargılı olunan bir konuya değinicem dikkatli ol. kadın - erkek eşitliği. böyle bişey olmaz kardeşim farklılıklar içinde var olan 2 cinsiyet nasıl eşit olabilir ki? ha yine zorlasan yaparsın ama saçma. erkek dediğin mantığıyla hareket eden ve zor bir durumda daha mantıklı düşünen bir varlıktır. kadın ise duygularıyla hareket eden sevdiklerini düşünen bir varlıktır. kadın evini yönetmelidir çünkü evde sevgi çerçevesinden oluşan bir topluluk vardır ve sevginin etrafında toplanan insanlar o sevgiyi daima koruyacak duygularını yitirmeyen birine ihtiyaç duyarlar. işte bu da kadındır çünkü sevdiği insanları zor durumda yapıcak birşey yapmaktan kaçınır. erkek ise mesela o şekilde oluşan büyük bir toplumu yönetmelidir çünkü o yönetimde mantıklı hareket edilmelidir. topluluğun çıkarları göz edilmeli ve çoğunluğun çıkarının sağlandığı bir ortamda azınlığın çıkarına ters düşen şeyler önemsenmemelidir ve bu zor bir karardır çünkü o azınlık kendin bile olabilirsin ama daha iyi bir topluluk için o şekilde yönetmek ve yönetilmek gerekmektedir. evde kadın toplulukta erkek yönetir o zaman. şimdi diceksin tarihte toplumu yöneten başarılı kadınlarda var. şunu unutma dostum tarihte kimse bir topluluğu tek başına yönetmemiştir. en büyük imparator dediğin şahsiyetlerin bile yanlarında onlarca danışmanları vardı. ve o kadınların çevresinde yüzlerce akıl veren erkek vardı sayın arkadaşım. bu söylediklerim sadece bir örnek demek istediğim doğada herşey bir düzen içinde eksik gibi gözüken şeyi bir başkası tamamlıyor. kadın ve erkekte öyle nitekim kadın evde, erkek dışarıda yönetiyor dedik. ama eşit olamazlar mı olurlar ama sen benden daha iyi biliyosun doğayı bozduğun zaman başına neler neler geldiğini? bu zamanın en büyük problemlerinden biri küresel ısınma değil mi? e bu küresel ısınmayı kim nasıl yaptı? sen zeki birisin arkadaşım düşün, düşün herşeyi kavrarsın. asıl problemde bu değil mi zaten; düşünmemek. şimdiye kadar hep sen yorulma biz düşünürüz dediler, sen yat biz hallederiz dediler. ama hallederiz diyenler, raad ol diyenler söyledi bize en büyük yalanları. düşün dostum ama güzel düşün, okumadan, dinlemeden düşünme. hele hele milletin söylediklerini kendine doğru edinme. başkasının düşüncesi senin düşüncen olmasın. çok oku, çok dinle ve hep ben bilmem de. ne geldiyse başımıza ben bilirimden gelmedi. hep herşeyi biliyoruz sandık dinlemedik araya girdik ben biliyorum dedik. madem o kadar biliyoruz neden bu haldeyiz o zaman? o kadar çok bilen bi toplum bu halde olur mu? yok dostum yok dinlemeyi bilemedik biz. sen dinle dostum kesin yanlış olduğunu bilsende dinle en azından saygı göstermiş olursun, bırak yanlış söylesin cümleleri bitince doğrusunu söyle ama benim dediğim doğru deme ben böyle biliyorum de ve onun dedikleriyle karşılaştırmasını sağla. ilk başta kabul etmese bile farkına varıcaktır. 
 Aklımdan en çok geçen kelime "yalan" biliyomusun şu zamanlar. hayatın kendisi büyük bir yalanken biz küçücük insanlar ne yapabiliriz ki. pişmanım be hemde çok yalanı yalanla doğru yaparım dedim ne de salakmışım. ne kadar düşüncesizmişim ki farkına varamamışım bir yalanda yaşıyorum ve onca yalan varken birde benimkine gerek yokmuş. yalan öyle birşey ki birşeyler düzelsin diye ortaya atıyosun sonra büyüyo hi. istemiyosun ama çok büyüyo ve sonraları geride alamadığını farkediyosun işte o zaman vah başım keşke diyosun. ama ne pişmanlığın ne keşkenin ne de avuntuların bir anlamı kalıyor. çıkmayan kara bir leke. sen, sen ol dostum bozulan birşeyi yalanla düzeltme. eğer bozuluyosa yalandır zaten sen bide gidip yalanla düzelttirsen yani düzelttiğini sanırsan sonucu senin için çok daha kötü olucaktır. çayının son yudumunu alırken şunuda söyliyim arkadaşım, hayatta her zaman kazanamazsın, bu dünyada kaybetmekte var ve bunu kabullenmelisin. inan bana böylesi daha iyi. yine başını ağrıttım gece gece kusura bakma ama çay değil seninle bu konuşmalarım alıyor benim hararetimi. birdaha, birçok kez daha beklerim dostum kendine iyi bak. gerçekten çok iyi bak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder